Rastgele Bir Film
Älskande Par (Loving Couples, 1964) Cannes Film Festivali’nde yarışmaya seçilmiş ama dönemin ‘genel ahlak’ değerlerini zorlayan sahneleri nedeniyle yasaklanarak yalnızca jüriye gösterilebilmişti.
‘Yasak Gezegen’, geçtiğimiz haftalarda başkarakteri ‘Robby the Robot’un bir açık arttırmada beş milyon doları aşkın bir fiyata alıcı bulmasıyla yeniden gündeme geldi.
Aleksey Balabanov’un 1997 yapımı filmi ‘Brat’, Post-Sovyet dönemin Rusya’sında büyük gişe başarısı yakalayan ilk filmlerden biri.
Stanley Kramer imzalı ‘Nüremberg Duruşması’, günümüzde de hâlâ geçerliliğini koruyan bir dizi politik ve etik tartışmaya ayna tutan zengin bir metne sahip.
‘Yolculuk’ Üçüncü Sinema’nın ikonik yönetmeni Fernando E. Solanas’ın 90’larda ulusal sinema sorularını yeniden canlandırdığı, benzersiz bir yol ve arayış hikâyesi.
‘Maud’daki Gecem’ aşk, din, felsefe ve bunların hayattaki karşılıkları üzerine bir Éric Rohmer filmi.
‘Winter Sleepers’ Alman yönetmen ve besteci Tom Tykwer’in erken döneminden bir film.
Hal Ashby’nin yönettiği ‘Shampoo’nun esas sahibi, aynı zamanda başrol oyuncusu da olan Warren Beatty sayılabilir.
Bir böcekbilimci ve öğretmen olan Niki çölün ortasında böcek örnekleri toplarken, dev kum tepelerinin dibinde…
1970 yapımı ‘Valeriea Týden Divu’, Vítězslav Nezval’ın aynı adlı romanından Jireš’in sinemaya uyarladığı karanlık bir şenlik.
‘Wake in Fright’ın yıpranmış bir kopyası, filmin kurgucusunun uzun araştırmaları sonucu yıllar sonra Pittsburgh’daki bir depoda bulunuyor.
Susan Sontag’ın yazıp yönettiği dört adet uzun metraj filmi var. Bunların ilki, açılışını Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren ‘Duet for Cannibals’.
Milan Kundera’nın meşhur romanından uyarlanan Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’ni (The Unbearable Lightness of Being, 1988) yeniden izlemenin tam zamanı!
Ernst Lubitsch’in yönettiği ‘Gülmeyen Kadın’, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesindeki siyasi ve kültürel eğilimlerin izinin bulunabileceği bir hiciv.
Alan Berliner’in 1996’da babası hakkında çektiği ‘Kimseyi İlgilendirmez’, aslında daha çok kendisiyle babası arasındaki çekişmenin filmidir.
John Waters için tüm zamanların en iyi filmi, birçok müzik grubuna ilham veren bir referans dünyası, Quentin Tarantino’nun yeniden çevrimini yapmak istediği bir klasik…
Cinema Novo akımının öncü yönetmeni Glauber Rocha’ya 1969’da Altın Palmiye kazandıran ‘Antonio das Mortes’…
David Lynch’in prömiyerini 1992 yılında Cannes’da yapan filmi ‘İkiz Tepeler’ bir yönetmenin kendi yarattığı bir karakterle kurduğu takıntılı ilişkinin en uç örneklerinden biridir.